Tel: +90 (412) 241 1000/8568 | Mail: cumaliz@yahoo.com


Dünya Denizleri için En Zararlı İstilacı Türler
Dünya Denizlerinin En Zararlı Egzotik (İstilacı) Türlerinden Bazıları... Yazının Devamı..

M. DOĞAN ÖZDEMİR (15 KASIM 2012)


Asterias amurensis (Japon Deniz Yıldızı)

Taşındıkları bölgede hemen yerleşme ve çok çabuk yayılma kabiliyetleri vardır. 2 yıl içerisinde 12 milyon bireye kadar populasyonlarını genişletebilirler. Doymak bilmeyen bir yeme güdüleri vardır, balık ölüleri de dahil olmak üzere ne bulsalar yerler. Genelde tercihleri midye, deniz tarağı ve istiridyeden yanadır. Balık ve İstiridye yataklarına karşı son derece zararlıdırlar. Akuakültürü kötü etkilerler.

Carcinus maenas (Kıyı Yengeci) 

Midye üreticilerinin korkulu rüyasıdır. Çift kabuklular (bivalvler), yumuşakçalar (molluska) ve kabuklular (krustase) için hem avcı hem de rekabet ortamı demektirler. Balıkçılık, akuakültür ve ekosisteme olumsuz etkileri bulunur. Lagüner sahalarda, predasyon, rekabet ve habitat oluşturma özelliklerinden ötürü, tür populasyonunu ve tür çeşitliliğini azalttığı bilinmektedir. Çok geniş bir besin diyeti bulunur, 158 cinse ait türler ile beslendiği bilinmektedir.

Caulerpa taxifolia (Katil Yosun)

Tropikal okyanus suları ve denizlerin yerli türüdür. 1980’lerden beri akvaryumlarda dekoratif amaçlı olarak kullanılan, işgalci bir deniz yosunudur. Soğuğa dayanıklı bir ırk kaza sonucu Monako Oşinografi Müzesinin deşarj suyu ile Akdeniz’e karışmış ve sonra yayılmıştır. Akdeniz’de tespit edildiği ilk sene 1984’tür. Şu an için deniz zemininde 13.000 hektardan fazla alana yayılmış durumdadır. Kalabalık birey grupları meydana getirerek, yerli su yosunlarının yerleşmesini engeller, neredeyse bütün deniz yaşamına engel olur, yerel balıkçılığı da etkiler. Salgıladıkları toksinler, Akdeniz’deki esas otçul türler olan deniz kestanelerini ve onların yumurtalarını etkiler. Toksin seviyeleri Temmuz-Ekim döneminde en yüksek düzeye ulaşırken, Mart-Nisan döneminde en düşük düzeye iner. Ek olarak, Akdeniz’de Deniz Çayırlarını oluşturan Posidonia oceanicia gibi yerli yosun türlerini de etkilemektedirler, dip yapısına zarar veren yanlış balıkçılık teknikleri ve deniz kıyısındaki tatilcilerin tercihleri sebebi ile Posidonia oceanica gibi türler zaten tehlike altındadır.

Cercopagis pengoi (Olta İğnesi-Çengel Su Piresi)

Kuyruğunun ucundaki çengel benzeri oluşum sebebi ile bu şekilde isimlendirilmektedir. Hazar Denizinin yerli türüdür. Doğal yaşam alanının dışında, Doğu Avrupa’daki bazı su yollarında ve Baltık Denizinde işgalci tür haline gelmiştir. Türkiye için işgalci tür olarak sınıflandırılmıştır. Balık ağlarını ve diğer ekipmanları kaplayarak ekonomik zarara sebep olmaktadır. Doymak bilmez avcılardır, ve diğer planktonla beslenen omurgalı ve omurgasızlarla rekabete girerler. Bu rekabet, zooplankton ile beslenen balık ve balık larvalarının bolluğunu ve durumunu etkiler.

Clarias batrachus (Yürüyen Kedi Balığı-Asya Yayın Balığı)

Nehrin denize açıldığı acı su ortamlarında bile yaşayabilirler. Nehir etrafındaki bataklıklarda, küçük su birikintilerinde, pirinç tarlalarında ve çamurlu sularda yaşarlar. Oksijenin yetersiz olduğu durumlarda sudan çıkıp çırpınarak (adeta yürüyerek) başka bir su birikintisine doğru yol alırlar, özellikle bol yağışlı sezonlarda sel ve nehir yataklarının taştığı durumlarda, yeni su birikintilerinin oluşması üzerine beğenmedikleri ortamdan çıkıp uzun süre karada yol alarak yeni yaşam bölgelerine ulaşabilirler. Kurak dönemin gelmesi ve sellerin oluşturduğu su birikintilerinin yetersiz kalması üzerine, geldikleri Mekong nehrine tekrardan geri dönerler. Yerli halk tarafından yiyecek amaçlı avlanırlar. Akuakültür işletmelerine saldırarak bir çok sayıda balığa zarar verir ve tüketirler. Fırsatçı canlılar olarak bilinirler, küçük alanlarda kısa sürede rakiplerini elemine eder ve dominant (baskın) tür haline gelirler.

Dreissena polymorpha (Zebra Midyesi) 

Hazar Denizinin ve Karadeniz’in yerli türüdür. Şu anda Birleşik Krallık (İngiltere), Batı Avrupa, Kanada ve ABD’ye yayılmış bulunmaktadır. Türkiye için yerli tür olarak kabul edilmektedir. Besin için zooplanktonla mücadele halindedir, bu yüzden yerel besin zincirlerine zarar verir. Yerel yumuşakçaların ekolojik görevlerini yerine getirmelerini engelleyerek büyük ekonomik zararlara sebep olur. Yerel midye türlerine yapışarak onları öldürür. Planktonları süzdükleri için suyun berraklığını arttırır, berraklık arttıkça, güneş ışığı daha derinlere ulaşır, bu da fotosentetik organizmaların daha derinlerde de gelişebilmesine imkan verir. Motorlara yapışırlar ve soğutma sularının bulunduğu sistemlerde kanalların tıkanmasına sebep olur.

Eichhornia crassipes (Su Sümbülü) 

Tuzlu su, tatlı su ve karasal damarlı makrofitlerin arasında en hızlı çoğalan türdür. İşgalci olarak bulunduğu habitatı dönüştürür. Tropikal,sıcak ve ılıman tatlı su habitatlarının bir çoğunda en önemli yabani ot türü haline gelmiştir. Durgun ve yavaş akan sularda tek türlü sık bir örtü meydana getirir. Bu örtü suyun içerisinde bulunan çözünmüş oksijen miktarını azaltır. Organik çökelti (sediment) miktarını arttırır. Bu örtüler yerli sucul bitki ve hayvan populasyonlarının yerini alır. Su üstünde serbest bir şekilde yüzer. Sulama kanallarının tıkanmasına yol açtığı gibi, balıkçılık faaliyetlerine de engel olmaktadır. Türkiye için işgalci tür olarak sınıflandırılmamıştır.

Gambusia affinis (Sivrisinek Balığı) 

Sivrisinek balığı olarak da bilinen bu balık, diğer türlere nazaran sivrisineklere karşı daha fazla predasyonu ile ünlüdür. Oldukça agresif ve saldırgandır. Bir çok balığın yüzgeçlerine zarar verir ve ölümlerine sebep olur. Seçici predasyon özelliği neticesinde, zooplankton, böcek ve krustase populasyonlarının dinamiklerini etkiler.

Lates niloticus (Nil Levreği) 

Türkiye için bir işgalci tür değildir, esas etkisini Afrika’da ( Kenya, Uganda, Tanzanya) bulunan ve dünyanın 2. büyük gölü ve aynı zamanda dünyanın en büyük tropikal gölü olan Viktorya Gölünde yaşayan yerli Çiklid balık nüfusu üzerinde göstermiştir. Nil Levreği, İngiliz koloni yönetimi tarafından 1950’lerde balıkçılığı geliştirmek amacıyla kasten göle bırakıldıktan sonra, hızlı bir nüfus artışı göstermiştir ve bu süreçte algler ile beslenen çiklid türlerinin boyutları hızla küçülmüş ve büyük kısmı yok olma sınırına gelmiştir. Bu sebeple, bugün büyük alg artışları yaşanmakta, çiklidler tarafından avlanarak nüfusu kontrol edilen bazı böcek türlerinin sayısında da büyük artış görülmektedir. 1960’lardan önce göldeki balıkların %70’i Çiklid familyasından küçük ve kemikli bir balık olan Haplochromis balıklarından meydana gelirken, Nil Levreklerinin göle yayılmasından sonra bu oran %1’e düşmüştür.

Micropterus salmoides (Benekli-Büyükağızlı Levrek) 

Populasyonunun büyümesi daha küçük balıkların populasyonlarının hızla azalmasına ya da küçük balık populasyonlarının başka bölgelere kayması ile sonuçlanmasına neden olur.

Mnemiopsis leidyi (Taraklı Denizanası) 

Meroplanktonun da dahil olduğu yenebilir zooplanktonun, açık deniz balığı yumutalarının ve larvaların başlıca etçil avcılarından birisidir. Bu yüzden balıkçılığın çökmesine sebep olur. Genelde taraklı deniz anası veya deniz cevizi olarak isimlendirilir. Güney ve Kuzey Amerika, Atlantik sahili boyunca ılımandan astropikale haliçlerin yerli türüdür. 1980’lerin başlarında gemilerin balast sularından Karadeniz’e yayılmıştır ve tüm ekosistem üzerinde yıkıma varan etkisi olmuştur. 20. yüzyılın son yirmi yılında Azov, Marmara, Ege Denizi’ne ve son olarak petrol tankerlerinin balast sularından Hazar Denizi’ne yayılmıştır. Zooplanktonun başlıca avcılarından biridir ve balıkçılığın çökmesi ile ilişkilidir. İşgal ettiği yerlerdeki besin zinciri üzerinde olumsuz etkileri vardır. Karadeniz ve Azov Denizindeki zooplankton, ihtiyoplankton ve zooplanktonla beslenen balık stoklarının hepsi büyük değişim geçirmiştir. Etkisini Karadeniz’in açık deniz ekosisteminin bozulması ve açık deniz ekosisteminin ana bileşenlerinin(zooplankton) biyoçeşitliliğinin, bolluk ve biyokütlesinin hızlı bir şekilde azalması şeklinde göstermiştir. Karadeniz ve Azov Denizindeki balık stokları, besin kaynaklarının yumurta ve larva aşamasında avlanmasından dolayı kötüye gitmiştir. Hazar Denizindeki etkiler Karadeniz’den daha hızlı ve daha büyük olmuştur.

Mytilus galloprovincialis (Akdeniz Midyesi) 

Bentik komünitenin dinamiklerini değiştirdiği ve bölgede diğer rekabetçi midye türlerinin arasında kısa sürede baskın hale geldiği bilinmektedir. Bunun nedenleri arasında yerli midye türlerine oranla daha hızlı büyümesi, daha dayanıklı olması ve diğer türlere oranla daha fazla sayıda yeni birey oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca yerli türlere oranla açık havada daha uzun süre canlı kalabilmektedir.

Oncorhynchus mykiss (Gökkuşağı Alabalığı) 

Etkileri arasında melez oluşturma, hastalık taşıma, rekabet ortamı oluşturma ve predasyon sayılabilir. Bulunduğu bölgedeki diğer alabalık türleri ile hibrit (melez) canlılar oluşturabilir ve diğer alabalık populasyonlarını etkiler. Taşıdığı protozoan canlıları diğer alabalıklara bulaşması ile sinir sistemlerinin etkilenmesine ve zigzaglar ile yüzmelerine varan bozuklukların oluşmasına sebebiyet verir ve doğal populasyonları etkiler. Bir çok ülke tarafından bu türün yerli balık populasyonları, kurbağalar ve omurgasızlar için sınırlayıcı olduğu rapor edilmiştir.

Oreochromis mossambicus (Siyah Mozambik) 

Bir çok bölgede yerli balıklar için oluşturduğu rekabet ortamı ve yumurtlama alanı kısıtlaması nedeniyle populasyonları etkilemektedir.

Pomacea canaliculata (Elma Salyangozu)

Yerli sucul bitkileri ve populasyonlarını kısa sürede etkileyerek, bölgede bulunan habitatları ve dolayısıyla da oluşmuş habitatlardan yararlanan diğer canlıları direk ve dolaylı yollardan etkiler. Pirinç ve Kulkas kökü gibi ürünlere verdiği zararlar ile bir çok ülkeyi çok büyük maddi zararlara uğratmıştır.

Potamocorbula amurensis (Asya Deniz Tarağı)

Asya deniz tarağı, yerleştiği bölgede süzerek beslenme yolu ile aşırı derecede fito ve zooplankton tüketiminde bulunur ve bölgede bulunan bütün dinamikleri etkiler. Çok kısa sürede dominant hale gelir, lagüner sahaların %95’lik kısmını kaplayabilir. Bu durum diğer türler için hem beslenme, hem büyüme ve hem de üreme için alan kalmaması anlamına gelir. Bentik tür çeşitliliği bulunduğu bölgelerde besin eksikliği nedeniyle hızla düşer.

Undaria pinnatifida (Wakame Deniz Yosunu) 

Bu türün etkileri tam olarak anlaşılamamakla birlikte bulunduğu bölgeye göre de değişiklik göstermektedir. Doğal deniz yosunu populasyonlarını elemine edebilir. Ekosistemin yapısını olumsuz etkiler. Akuakültür yapılan bölgelerde yayılım göstermesi suyun kirlenmesine ve yeterli su değişiminin kafeslerde gerçekleşmesine engel olur.