Tel: +90 (412) 241 1000/8568 | Mail: cumaliz@yahoo.com


İSTİLACILAR


Belirli bir ekosistemin doğal flora veya faunasında bulunmayıp dışarıdan taşınan herhangi bir tür ya da bunların tohum, yumurta, spor veya üreme yeteneğine sahip diğer biyolojik materyalleri “Yabancı Tür” olarak tanımlanır. Çeşitli yollarla giriş yapan Yabancı Türlerden insan sağlığı için tehdit oluşturan, ekonomik ya da çevresel/ekolojik problemlere neden olan ve/veya zarar vermesi muhtemel olan türlere ise "İstilacı Yabancı Türler"adı verilmektedir. İstilacı yabancı türlerin her geçen gün artan sayıları, yayılma hızları ve oluşturdukları sorunlar dikkate alındığında bunların önümüzdeki bir kaç yüzyıl bilim adamlarını uğraştıracağı ön görülebilir. İstilacı yabancı türler içerisinde yer alan önemli gruplardan birisi de istilacı bitkilerdir. “İstilacı Yabancı Bitkiler” genel olarak yerli türler olmayıp dışarıdan taşınan ve doğal dağılım sınırlarının dışında kalan alanlarda dahi çok iyi gelişebilen türlerdir. Meydana getirdikleri zararlar dikkate alınarak “istilacı yabancı ot” olarak da tanımlanabilen bu türleri diğer yabancı otlardan ayıran temel farklılık ise bunların dışarıdan taşınmış olmalarıdır.

Karakteristik olarak bu bitkilerin tölerans sınırlarının son derece geniş olması, adaptasyon kabiliyetleri ve üreme kapasitelerinin oldukça yüksek olması, yeni taşındıkları bölgede doğal düşmanlarının olmayışı yüzünden üstlerinde herhangi bir çevre baskısının bulunmaması ve allelopatik etkileri gibi nedenlerle diğer türlere göre daha rekabetçidirler. Bu nedenle de yeni taşındıkları bölgelerde agresif olarak gelişir, yayılır ve taşındıkları alandaki diğer bütün bitki türlerine üstünlük sağlarlar. Kısa sürede bölgede hâkim konuma geçer ve popülasyonları salgın oluşturacak seviyelere ulaşır.Bu bitkiler yeni taşındıkları alanda; ekosistemin fonksiyon/süreçlerini ve besin elementi döngülerini olumsuz etkiler, yerli türlerin sayısında ve yoğunluğunda azalmaya neden olurlar. Dolayısıyla bir bütün olarak ekosistemin çeşitliliğini (biyotik ve abiyotik) olumsuz etkilerler. İstilacı bitkiler aynı zamanda insan sağlığını, tarımı, ormancılığı, hayvancılığı ve balıkçılığı etkiler, yangın riski oluşturur, içme ve sulama suyunun kullanımını sınırlandırır, altyapıya (yol, enerji nakil hatları, drenaj kanalı gibi) zarar verir ve rekreasyon alanlarının kullanımını engellerler. Dolayısıyla da istilacı bitkilerin yol açtığı sorunlar biyolojik çeşitlilikle sınırlı kalmaz, küresel ölçekte çok farklı sektörlerde ciddi ekonomik kayıplara neden olur. İstilacı bitkilerin oluşturdukları ekonomik kayıplar tam olarak belirlenemese de genel olarak ağır ekonomik kayıplara sebep olduğu bilinmektedir.

    Yapılan hesaplamalar sonucunda ABD'de istilacı bitkilerden kaynaklanan kayıpların yıllık 26 milyar $, Avustralya'da 3,6 - 4,5 milyar AUS$, Yeni Zelanda'daise 200 milyon NZ$ olduğu hesaplanmaktadır. Bu maliyetler sadece mevcut durum için hesaplanan değerler olup istilacı bitkilerin potansiyel yayılma sınırlarına ulaşmaları halinde oluşturacakları ekonomik kayıpların daha yukarılara ulaşabileceği belirtilmektedir. Diğer yandan küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak muhtemelen istilacı yabancı otların yayılma sınırlarınıarttıracağı ve oluşturduğu sorunların daha da belirgin hale geleceği öngörülmektedir. Diğer yandan istilacı bitkiler yeni bir alana yerleştiklerinde, çıkarılmaları (eradikasyon) neredeyse imkansız hale gelir. Tek bir istilacı bitki türünün kontrol maliyeti milyonlarca dolarıbulur. İşte bütün bu olumsuz etkileri dikkate alınarak başta Yeni Zelanda, Avustralya, ABD ve Kanada gibi ülkelerde istilacı bitkilere karşı son derece hassas bir kamuoyu olmasına ve yoğun çalışmalar bulunmasına rağmen sadece ülkemizde değil, genel olarak Avrupa kıtasında son dönemlere kadar bu bitkilere gereken ölçüde önem verilmemektedir. Ancak Avrupa'da yıllık en az 12 milyar Euro zarara neden oldukları belirtilen İstilacı Yabancı Türlere karşı son dönemlerde ciddi tedbirler alınmaya başlanmıştır. Bu çerçeveden Avrupa Komisyonu da bir strateji geliştirme konusunda taahhütte bulunmuştur.

İklim değişikliğinden sonra dünya çapında biyolojik çeşitlik kaybına neden olan en önemli ikinci faktör olarak karşımıza çıkan istilacı türler içerisinde yer alan, bir kısım zararlılar ve hastalık etmenleri özellikle tarım üretim ve çevre için oluşturdukları belirgin sorunlar/riskler nedeniyle dikkat çekmekte ve bu türler için gereken önlemler alınabilmektedir. Ancak istilacı yabancı türler içerisinde önemli bir yer tutan (en fazla oluşturan 100 türden 32'si) istilacı bitkiler genel olarak göz ardı edilmektedir. Hazırlanan bu websitesi bu konuda alınacak olan karantina tedbirlerinin belirlenmesine katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla bu websitesi istilacı bitkilere dikkatlerin çekilmesi ve konuya ilişkin olarak yapılacak çalışmalara kaynak teşkil etmesi amacıyla hazırlanmıştır.

   İ-BİL sisteminin hazırlanmasında temel olarak farklı üniversitelerimizden öğretim üyeleri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza bağlı farklı kurumlardan bir çok bilim insanının özverili katkıları ile hazırlanmış olan Türkiye İstilacı Bitkiler Kataloğundan Yararlanılmıştır. Öncelikle, istilacı yabancı türlerin istila süreci, istilacı bitkilerin etkileri, erken tanı, istilacı türler için takip ve bilgi sistemi, erken teşhis ve hızlı müdahalenin önemi, iklim değişikliğinin istilacı yabancı bitkiler üzerine etkileri, istilacı bitkilerle mücadelede alınması gereken önlemler ve biyolojik mücadele konularına yer verilmiştir.


Doç. Dr. Cumali ÖZASLAN

İ-BİL Sistem Yöneticisi