Tel: +90 (412) 241 1000/8568 | Mail: cumaliz@yahoo.com


Persicaria perfoliata (L.) H. Gross  
ADLANDIRMA
Persicaria perfoliata (L.) H. Gross  
Polygonum perfoliatum L.
Dikenli sarmaşık çobandeğneği, söğütotu
Mile-a-minute weed, devil's tail, giant climbing tear thumb.
Doğu Asya
TAKSONOMIK GRUPLANDIRMA
Alem:
Plantae
Şube:
Charophyta
Sınıf:
Equisetopsida
Alt Sınıf:
Magnoliidae
Takım:
Caryophyllales
Aile:
Polygonaceae
Cins:
Persicaria

DOSYALAR
Alıntı için: ÖNEN H., ÖZASLAN C., ÇALDIRAN U., 2015. Persicaria perfoliata (L.) H. Gross. S: 410-423. TÜRKİYE İSTİLACI BİTKİLER KATALOĞU,  Editör Huseyin ONEN, T.C. GIDA, TAR. VE HAY. BAKANLIĞI. TAGEM, Bit. Sağ. Araş. Daire Başk., Ankara, ISBN: 978-605-9175-05-0 
TANIMI VE BİYOLOJİSİ
Dünyanın önemli istilacı yabancı ot türleri arasında yer Persicaria perfoliata (L.) H. Gross Polygonaceae (Karabuğday) familyasına dâhil sarılıcı/tırmanıcı otsu bir bitkidir. Bitkinin tek yıllık olduğu ve sadece tohumla çoğalabildiği bilinmektedir. Ancak, dikenli sarmaşık çoban değneğinin Çin’in ılıman iklime sahip bölgelerinde gövde üzerindeki nodlardan köklenerek vejetatif olarak yeni bitkiler oluştura-bildiği belirtilmektedir. Yaşam alanına bağlı olarak bitkinin gelişimi büyük farklılık göstermektedir. Açık alanlarda yüksek boylanamayan ve toprak yüzeyinde gelişen bitki, orman kenarlarında diğer bitkilere tırmanarak 8-10 metre kadar boylanabilir.  Son derece hızlı büyüyen bitki bir günde 15 cm uzayabilmektedir. Bu büyüme hızının bir sonucu olarak bitki bir yılda 10 metreden fazla uzunluğa ulaşabilir (Stone, 2010; Anonim, 2007; Araki, 2006; Binion, 2005; Hyatt ve Johnson, 1999; Mountain, 1989; Okay, 1997; Oliver, 1996; Oliver ve Coile, 1994; Cusick ve Ortt, 1987; Riefner, 1982). Bu sebeple de bulunduğu bölgede küçük ağaçlar ve çalılar dâhil her şeyi (bölgedeki bütün vejetasyonu) bir örtü gibi kaplayacak şekilde yoğun bir habitus oluşturur (Şekil 1). 

Bitkinin saplı yaprakları gövde üzerinde alternat dizilmiştir. Yaprak ayası açık yeşil renkli ve üçgen formda olup, 4-7 cm boyunda ve 5-9 cm genişliğindedir. Bitkinin gövdesi, yaprakların alt yüzeyinde bulunan ana damarları ve yaprak sapları keskin, kanca benzeri dikenlerle kaplıdır. Yaprak kını 1-2 cm çapında olup bir daire şeklinde sapı çevreler (Şekil 2). Dikenli sarmaşık çobandeğneği kendine döllenen bir bitki olup, Haziranın ilk yarısı ile Temmuz arasında çiçeklenir. 10 ila 15 beyaz küçük çiçek bir küme halinde başak benzeri bir yapıda bir arada bulunur. Bitkide ilk  meyve oluşumu erken Ağustosta başlar, yılın ilk donlarına kadar (Eylül-Kasım) devam eder. Ancak yoğun olarak tohum üretimi sonbaharda meydana gelmektedir. Meyveler yaban mersinini andırır, yuvarlak ve yaklaşık 5 mm çapında olup, kümeler halinde bulunurlar (Şekil 3-4). Bitki sahip olduğu meyveler sebebiyle kolayca tanınabilir. Her meyve yuvarlak, parlak siyah renkli bir adet tohum (aken) içerir (Şekil 3). Bitki tohumları erken ilkbaharda genellikle Nisan ayında çimlenir. Erken ilkbaharda çimlenen tohumların oluşturduğu fideler yaz boyunca son derece hızlı bir şekilde büyümektedir (Binion, 2005; Johnson, 1999; Okay, 1997; Oliver, 1996; Oliver ve Coile, 1994;  Mountain, 1989; Cusick ve Ortt, 1987; Riefner, 1982). Bitkiler yüzeysel, kolaylıkla topraktan sökülebilen, ipliksi köklere sahip olup, diğer pek çok tek yıllık yazlık yabancı otta olduğu gibi P. perfoliata'da sonbaharın erken donlarından zarar görerek ölmektedir (Hough-Goldstein ve ark. 2008a). Ölen bitkinin kurumuş gövde parçaları bir yıldan fazla süre toprak yüzeyinde kalmaktadır. 

P. perfoliata’nın tohum üretim potansiyeli oldukça yüksektir. Ancak ışığın bitkinin tohum oluşturmasını arttırdığı, kuraklığın ise bitkinin tohum oluşturma potansiyelini düşürdüğü saptanmıştır. Bir tek bitkinin gölge olmayan tam güneşli koşullar altında 2200’den fazla tohum üretebildiği, uygun koşullarda bir bitkinin oluşturabildiği tohum sayısının 3500 çıkabildiği belirtilmektedir. Sadece kısmi güneş alan veya tamamen gölge alanlarda ise bitki başına tohum üretimi 500’e kadar düşmektedir (Hough-Goldstein, 2008a; Hough-Goldstein ve ark., 2008b; Shuppert, 2001; Van Clef, 2001). Hatta karışık ormanların altındaki yoğun gölgelik alanlarda büyüyen bitkilerin hiç tohum oluşturmadan yazın bitiminde ölebildikleri belirlenmiştir (Johnson, 1996; Stone, 2010). Dolayısıyla ışıklanma düzeyi bitki gelişimini büyük oranda  etkilemektedir.

Toprağa düşen zarar görmemiş olgun tohumların çoğu takip eden erken ilkbaharda ve genellikle Nisan ayında çimlenmektedir. Genel olarak toprak nemi ve ışık tohumların çimlenme oranını ve oluşan fidelerin gelişimini arttırmaktadır. Tohumlarının çimlenmesi için soğuklama ihtiyacının da giderilmesi gerekmektedir (Stone, 2010). Erken ilkbaharda çimlenen tohumların oluşturduğu fideler yaz boyunca son derece hızlı bir şekilde büyümekte ve Mayıs ayı başında 10-20 cm yüksekliğe ulaşmaktadır. Çimlenmeyen tohumlar ise uzun süre toprakta canlılıklarını muhafaza edebilmektedir. Yapılan çalışmalarda dikenli sarmaşık çobandeğneği tohumlarının tarla koşullarında (toprakta) canlılıklarını en az 6 yıl devam ettirdiği saptanmıştır. Ancak toprakta kalış suresine bağlı olarak tohumların çimlenme potansiyelinde büyük düşüş görülmektedir. Nitekim bir yıl toprakta bekleyen tohumların canlılık oranı %96.3 seviyesinde iken, üç yılın sonunda bu oran % 32.6 seviyesine düşmüştür. 

Çimlenmenin teşvik edilmesi ve dormansinin kırılmasına yönelik yapılan çalışmalarda, çizmenin ve soğuklama ihtiyacını gidermek için yapılan katlamanın tohumların çimlenme oranını arttırdığı, kuş sindirim sisteminden geçmenin veya toprak işlemenin çimlenme oranını etkilemediği saptanmıştır (Colpetzer ve Hough-Goldstein, 2004a; Hough-Goldstein ve ark., 2008a; Oliver ve Coile, 1994). Ayrıca çeşitli kaynaklarda, toprak yüzeyinde bulunan ve toprağı sürekli nemli tutan bitkisel artıkların çimlenmeyi arttırdığı belirtilmesine rağmen; yapılan laboratuar çalışmalarında nem ile tohumların çimlenme oranı arasında önemli bir ilişkinin bulunmadığı saptanmıştır (Anonim, 2007; Hough-Goldstein ve ark., 2009; Van Driesch ve ark., 2010). 
EKOLOJİK İSTEKLERİ VE DAĞILIM ALANLARI
Yapılan çalışmalarda bitkinin çok farklı koşullara adapte olabildiği belirlenmiştir. Ancak genel olarak ışık alan, nemli ve toprak yüzeyi bitkisel kalıntılarla kaplı bölgeleri tercih ettiği belirtilmektedir. Yapılan çalışmalarda su ve ışık seviyesindeki artışa bağlı olarak bitki gelişiminin de arttığı saptanmıştır. Yüksek su ve ışık koşullarında bitki gelişiminin son derece yüksek olduğu ve oluşturulan biokütlenin düşük ışık ve su koşullarına göre 10 kat daha fazla olduğu saptanmıştır. Ancak nispeten kuru yerlerde de hayatiyetini sürdürebilir ve kısmi gölgeye de tahammül edebilir. Işık ve nem yanında toprakta alınabilir formdaki besin maddelerindeki artışa bağlı olarak da bitki gelişiminin arttığı bildirilmektedir. Yapılan çalışmalarda artan ışık ile beraber besin maddesi de arttırıldığında bitki gelişiminin daha da arttığı saptanmıştır. P. perfoliata’nın toprak tercihine ilişkin detaylı çalışmalar bulunmamaktadır. Ancak özellikle iyi drene olabilen yüksek organik madde içeren, rutubetli, 5,5 - 6,4 pH’ya sahip toprakları tercih ettiği belirtilmektedir. 

Doğal yaşam alanlarında, bitki genel olarak su kenarlarında veya nemli alanlarda görülür. Ancak, sahip olduğu yaşam stratejisi ve yayılma şekli sayesinde çok farklı ekosistemlere yerleşebilmektedir (Anonim, 2007; Stone, 2010). Özellikle insan faaliyetleri sonucu bozulan ekosistemlerde bitki hızla gelişip yayılma imkânı bulmaktadır. Bu çerçeveden demiryolları, karayolları kenarları, döküntü alanları, dere ve yol kenarları, boş alanlar, sulak alanlar, açılan ormanlarda ve kenarlarında yoğun olarak bulunmaktadır. Ayrıca ağaçlık ve çalılık alanlar, çayır ve mera (özellikle suni olarak tesis edilmiş), fidanlıklar ve tarım alanlarında da kolonize olurlar. P. perfoliata aynı zamanda yol kenarları, rekreasyon alanları ile yerleşim alanlarında da sorun oluşturabilmektedir (Stone, 2010; Anonim, 2007; Binion, 2005; Kumar ve DiTommaso, 2005; McCormick ve Okay, 1997;  Hartwig, 1995; Oliver ve Coile, 1994; Cusick Ortt, 1987). 

Çin, Japonya, Hindistan, Endonezya, Bangladeş, Filipinler, Nepal vb ülkeleri içeren Doğu Asya'nın ılıman ve tropik bölgeleri bitkinin doğal yayılış alanını oluşturmaktadır (Wu ve ark., 2002; Wu ve ark., 2004). Bitki doğal yayılış alanlarında tarımsal ve ekolojik açıdan nadiren zarara neden olurken; ABD, Kanada ve Karaib adaları gibi istila ettiği alanlarda önemli sorunlara neden olmaktadır. Örneğin 1930’lu yıllarda Japonya’dan ABD'ye taşınan bitki 12 eyaleti kapsayan geniş bir alanı istila etmiştir (Riefner, 1982; Hough-Goldstein ve ark., 2008a). Ülkemizde ise P. perfoliata ilk kez 1984 yılında tespit edildikten sonra, 2011 ve 2012 yıllarında tekrar rapor edilmiştir (Guner, 1984; Brundu ve ark., 2011; Berner ve ark., 2012). Karadeniz bölgesinde 2013 yılında yapılan detaylı sürveyler sonucunda bitkinin Trabzon, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Artvin illerini de kapsayacak şekilde neredeyse Doğu Karadeniz bölgesinin tamamında yayılış gösterdiği saptanmıştır (Önen ve ark., 2013).
YAYILMA ŞEKLİ
P. perfoliata tohumları farklı şekillerde yayılır. Bitkinin suyun üstünde kalan yüzücü tohumları sebebiyle, yayılmasının büyük ölçüde su ile olduğu düşünülmektedir. Bitkinin mavimsi-lacivert meyvelerinin yüzeyi mumsu bir periant ile kaplı olup suyu iterek meyvenin yüzmesini teşvik eder (Şekil 5). Meyveler 7 gün boyunca su yüzeyinde yüzerek taşınabildiği ve farklı bölgeleri istila edebildiği sıklıkla görülür. Bitkinin tohumları ayrıca kuşlar, sincap, geyikler dâhil memeliler ile ya da karıncalarla kısa mesafelere taşınabilir. Tohumlar bunun dışında tarım alet ve ekipmanları ile orman ve tarım ürünlerini taşıyan araçlar, fidan gibi üretim materyalleri ile taşınabilmektedir. Ölü bitki artıkları üzerinde çok sayıda tohum bulunduğundan hayvan yemi olarak kullanılan bulaşık kuru otla yeni alanlar istila edilebilmektedir (Stone, 2010; Hough-Goldstein, 2008a; Lake, 2007; Okay, 1999; Oliver, 1996; McCormick and Hartwig, 1995; Mountain, 1989; Cusick ve Ortt, 1987). Ayrıca, göçmen kuşlar ve bulaşık bölgelerden taşınan tomruklarla tohumların taşınabildiği belirtilmektedir (Riefner, 1982; Oliver ve Coil, 1994). 
ZARARI VE KONTROLÜ
Bitkinin pek çok potansiyel olumsuz etkileri bulunmaktadır. Dikenli sarmaşık çobandeğneğinin oluşturduğu belli başlı zararlar maddeler halinde aşağıda sıralanmıştır (Oliver ve Coile, 1994; Wu ve ark.,  2002; Binion, 2005; Anonim, 2007; Anonim, 2009; Stone, 2010;  Anonim 2013;). 

Oluşturduğu Zararlar;

1. Kısmi gölgeye tahammül edebilmesine rağmen, diğer bitkilere tırmanarak ve/veya oluşturduğu yoğun örtü şeklindeki habitusu ile diğer bitkilere ışık rekabetinde üstünlük sağlar, altındaki otsu bitkilere adeta yaşam fırsatı bırakmaz. Üzeri adeta malç şeklinde P. perfoliata ile kaplanan ve ışık alamayan bitkilerin fotosentez kabiliyetleri azalmaktadır (Şekil 6). Bu durum bitkilerin strese girmelerine, zayıflamalarına, hatta zamanla ölümlerine neden olabilmektedir. Ayrıca bu istilacının ağırlığı nedeniyle oluşan baskının bir sonucu olarak, tırmandıkları veya örttükleri bitkilerin dal ve gövdelerinde şekil bozuklukları meydana getirmekte veya kırılmaktadır. 

2. Rekabetçi olması yanında bitki allelopatik etkiye de sahiptir. Bu da bitkinin diğer bitkilerin gelişimini olumsuz etkilemesine ve onlara üstünlük sağlamasına (rekabet gücünün artmasına) neden olmaktadır (Chang ve ark., 2008). Dolaysıyla bitki yüksek büyüme hızı, üreme potansiyeli ve rekabet gücü yanında sahip olduğu allelopatik etki nedeniyle istila etiği alanlarda kısa sürede yüksek yoğunluklara ulaşarak dominant tür haline gelmektedir. 

3. Yukarıda sıralanan sebeplerden dolayı bitki istilası altındaki alanlarda florada meydana gelen değişiklikler; yaban hayatına gıda kaynağı olan bitki türlerinde, bunların yoğunluklarında ve/veya kompozisyonunda değişikliklere neden olabilmektedir. Bu da başta besin olmak üzere kaynaklarda azalmaya neden olur ve zamanla bir bütün olarak yaban hayatı bitkiden olumsuz etkilenir, biyolojik çeşitlilik büyük ölçüde azalır.  
Bitkinin istila ettiği bölgede başta yerli bitki türleri ve/veya yoğunlukları olmak üzere biyolojik çeşitliliğin azaltabildiği farklı araştırmalarla da ortaya konmuştur. O kadar ki dışarıdan taşınan diğer bazı istilacı bitkilerin dahi bu yoğun bitki örtüsü altında hayatiyetlerini sürdüremediği saptanmıştır (Cusick ve Ortt, 1987). Nitekim ABD’de çok farklı alanlarda yapılan çalışmalarda bitkinin %30’dan %90’a varan oranlarda dominansa sahip olduğu belirlenmiş, bazı bölgelerde bitki yoğunluğunun metrekarede 300 bitkiye ulaşabildiği saptanmıştır. Hatta bitkilerin yoğun olarak kapladığı bu alanların 4 dekardan büyük parseller şeklinde görülebildiği bildirilmiştir (Hyatt ve Araki, 2006). Ancak istila edilen ekosisteme de bağlı olarak, florada bulunan türlerin dikenli sürünücü çobandeğneğinden etkilenme düzeyi aynı seviyede olmamaktadır. Örneğin P. perfoliata ABD'de Lonicera japonica, Sambucus canadensis ve Rubus spp. gibi bitki türlerinin tamamen ortadan kalkmasına neden olurken diğer bazı bitkiler (yerli ya da ABD için istilacı) bitkiden önemli ölçüde zarar görmemektedir (Stone, 2010). 

4. Dikenli sarmaşık çobandeğneği kesim yapılan ormanlarda yeniden ormanlaştırma çalışmalarını aksamakta, bu alanlarda fazladan işgücü gereksinimi ve yabancı ot mücadele maliyetleri ortaya çıkmaktadır. Benzer sorunlar tarım alanlarında özellikle bahçelerde ve fidanlıklarda da ortaya çıkmaktadır. 

5. İstilacı yabancı ot tarım alanlarında rekabet sonucu meydana getirdiği ürün kayıpları yanında alet ve ekipmanların kullanımını sınırlandırdığından veya zorlaştırdığından önemli zaman, işgücü, amortisman ve yakıt  kayıplarına neden olabilmektedir. Bitki dikenli olduğundan çiftlik hayvanları tarafından tercih edilmediğinden istila edilen çayır mera alanlarının kullanımını sınırlandırmaktadır.

6. Tüm bu zararları yanında bitki, yerleşim bölgelerinin ve rekreasyon alanlarının kullanımını güçleştirmekte ve dikenleriyle insanlara tatsız deneyimler yaşatabilmektedir.

Persicaria perfoliata’nın Kontrolü;

1. Doğal bitki örtüsünün korunması ve bütünlüğünün devam etmesi ile tahrip edilen alanların en kısa sürede bitki örtüsüyle kaplanması bu istilacı yabancı otla mücadelede son derece önemli ve etkili bir yöntemdir (Binion, 2005). 

2. Bitkinin ülkeye girişinin veya ülke içinde yayılmasının engellenmesi için uygulanacak iç/dış karantina tedbirleri son derece önemli ve etkili bir mücadele yöntemi olarak değerlendirilmektedir. 

3. Kökleri oldukça yüzlek olduğundan elle yolma, çapalama veya makineyle toprak işleme küçük alanlardaki istilaların önlenmesi için yararlı olabilir. Ancak elle yolmada bitkilerin keskin dikenleri dikkate alınarak uygun bir eldiven kullanılmalıdır. Fideler ortaya çıktıktan sonra bir çapa yardımıyla temizlenebilir veya bitkiler biçme makinası veya tırpan ile biçilebilir. Ancak, bitkinin çiçek bağlamasını önlemek ve tohum üretimini azaltmak veya ortadan kaldırmak için yapılan işlemlerin tekrarlanması gerekebilir. Tüm mekanik ve fiziksel kontrol yöntemleri mutlaka tohum oluşumundan önce (en geç Ağustos veya Eylül) yapılmalıdır. Diğer yandan bitki artıklarının toprağa dökülen tohumların çimlenmesi için uygun ortam oluşturmaması için uzaklaştırılmasında yarar vardır. 

4. Kimyasal mücadelede çıkış öncesi ve çıkış sonrası herbisitler başarı ile kullanılabilmektedir. Ancak, tohumlarının altı yıl gibi uzun bir süre toprakta canlı kalabilme yeteneğine sahip olması, herbisit uygulamasının her yıl tekrarlanması zorunluluğunu ortaya çıkarabilmektedir. Diğer yandan bitkinin kısa zaman içerisinde çok geniş alanlara ve çok farklı habitatlara yayılabilmesi bize, gerek ekonomik gerekse de iş gücü yönüyle herbisit kullanımının imkansız hale gelebildiğini göstermiştir. Özellikle nehir kıyıları ve korunmuş doğal alanları da kimyasal kullanımı son derece riskli bir hal almakta, bu tip alanlarda herbisit kullanımına gidilememektedir. Bu nedenlerle kimyasal mücadele özellikle tarım dışı alanlarda etkili, ekonomik ve sürdürülebilir bir mücadele yöntemi olarak kabul görmemektedir (Ding ve ark., 2004; Hough- Goldstein ve ark. 2008a). Zira bitkinin kontrolünde kimyasal kültürel mücadele yöntemleri beraberce kullanılmasına rağmen yeterli düzeyde başarı sağlanamamıştır (Hough-Goldstein ve ark., 2008a; Hough-Goldstein ve ark., 2008b). Bu da biyolojik mücadeleyi gündeme getirmiştir. 

5. Amerika Birleşik Devletlerinde P. perfoliata’nın doğal düşmanlarının belirlenmesine yönelik farklı çalışmalar yapılmış ancak önemli bir sonuç alınamamıştır. Bunun üzerine 1996 yılında orijin ülkelerden Çin ile ortak çalışmalar başlatılmıştır. Bu kapsamda 1996-2001 yılları arasında Çin'de bitki üzerinde beslenen toplam 111 fitofag tür (altı takım ve 29 familyadan) tespit edilmiştir (Ding ve ark., 2004). Yapılan konukçuya özelleşme testleri ve etkinlik çalışmaları sonucunda; konukçusuna tam olarak özelleşen (host-spesific) Rhinoncomimus latipes Korotyaev (Coleoptera: Curculionidae) biyolojik mücadelede en ümit var tür olarak belirlenmiş (Şekil 7), böceğin kitle üretimi ve salımı için çalışmalar başlatılmıştır (Price ve ark., 2003; Colpetzer ve ark., 2004a, Hough-Goldstein ve ark., 2009). R. latipes salındığı alanların %96’sına yerleşmiş ve yılda ortalama 4,3 km yayılmıştır (Hough-Goldstein ve ark., 2009). 
Böcek bitkinin gelişimini ve üreme gücünü önemli derecede engellemektedir. R. latipes’in beslenmesi sonucunda bitkinin uç sürgünleri zarar gördüğünden küçük yan dallar oluşmasına rağmen bitkinin uzaması ve diğer bitkilere sarılarak tırmanması kısıtlamaktadır. Bu da bitkinin ihtiyaç duyduğu güneş ışığına ulaşımını önlemektedir (Hough-Goldstein ve ark., 2008b). Sonuç olarak, zarar gören bitkiler diğer bitkilerin rekabetinden olumsuz etkilenmekte, tohum dahi bağlamayabilmekte ve kısa zaman içerisinde ölebilmektedir. Dolayısıyla R. latipes kullanılarak P. perfoliata’nın biyolojik mücadelesi başarı ile uygulanmaktadır.
ÜLKEMİZ İÇİN TAŞIDIĞI MUHTEMEL RİSKLER
P. perfoliata tarımsal üretimi, ticari ve/veya doğal ormanların gelişimini kısıtlamakta, doğal ekosistemlerin ve rekreasyon alanlarının kullanımını engellemekte, doğal yaşam alanlarını sınırlandırmakta ve biyolojik çeşitliliği azaltmaktadır (Mountain 1989, McCormick ve Hartwig 1995,  Wu ve ark., 2002, Hough- Goldstein ve ark., 2008a). Bu nedenle hem dönüştürücü  (Dodson ve Fiedler 2006) hem de ekosistem inşa eden (Jones ve ark. 1997) bir tür olarak görülen P. perfoliata (Cutting, 2011) ülkemiz tarımı ve biyolojik çeşitliliği için önemli bir risk konumundadır. Zira Türkiye sahip olduğu tarımsal potansiyel yanında    biyolojik   ve   ekolojik   çeşitlilik   nedeniyle    dünyanın   önemli    gen merkezlerinden biri konumundadır. Ülkemizde yaklaşık 3.000’i endemik olmak üzere 10.000’in üzerinde bitki türü bulunmaktadır. Flora yanında birincil üretici konumundaki bitkilerle ilişkili fauna da dikkate alındığında istilacı P. perfoliata'nın ülkemiz için oluşturduğu risklerin boyutları daha da büyümektedir. Bununla birlikte bitkinin biyolojisi ve ekolojik istekleri dikkate alındığında ülke genelinde sorun oluşturma riskinin sınırlı olduğu, özellikle Karadeniz Bölgesi için önemli bir tehdit olabileceği düşünülmektedir. Bitki halihazırda özellikle Doğu Karadeniz Bölgesine yerleşmiş olup çay, fındık ve kivi gibi çok yıllık kültür bitkilerinde, sebze alanlarında, tarla ve bahçe kenarlarında (Şekil 8) yoğun olarak bulunmaktadır (Önen ve ark., 2013). Bölgede biçme veya elle toplama suretiyle bitki ile mücadele yoluna gitmektedir. Doğal ekosistemlerde bitki ile mücadelede herbisit kullanımının mümkün olmaması ve bölgenin ekolojik ve coğrafik koşulları nedeniyle diğer mücadele yöntemlerinin uygulanmasında karşılaşılması muhtemel güçlükler ilave edildiğinde bitkinin her geçen yıl daha büyük sorun olacağı tahmin edilmektedir. Bu sebeple bitkinin daha fazla yayılmasını önlemek adına bir yandan sıkı iç karantina tedbirleri alınırken, diğer yandan bitkinin idaresi amacıyla (ABD de başarı ile uygulandığı üzere) biyolojik mücadele uygulamalarına ilişkin çalışmalara hız verilmelidir. 

DİĞER ÖZELLİKLERİ

Yukarıda sıralanan zararlarına rağmen çok sayıda böcek türünün bitki üzerinde beslendiği, meyvelerinin kuşlar, küçük bazı memeliler ve böcekler tarafından tüketildiği de bilinmektedir. Ayrıca, yüksek potasyum içeriğine sahip meyvelerinin zehirli olmadığı ve insanlar tarafından da yenilebileceği, bitkinin Çin’de; ateşe, inflamasyona, öksürüğe karşı bitkisel ilaç olarak kullanıldığı, yılan sokması ve dizanteriye karşı yararlanıldığı, kan şekeri düzeylerini düşürdüğü ve kanser hücrelerinin büyümesini önlediği belirtilmektedir. Ayrıca bitki ekstraktlarının böcek öldürücü olarak kullanıldığı da bildirilmektedir (Kumar ve DiTommaso, 2005; Wu ve ark., 2002).

* Bu bölümde yer alan arazi gözlemleri ve fotoğraflar TUBİTAK (TOVAG)  tarafından desteklenen 113 O 790 nolu projenin arazi çalışmaları kapsamında elde edilmiştir.

KAYNAKÇA
ANONIM (2007). Eppo Report of Polygonum perfoliatum L. (POLPF) Risk Analysis 07-13604 , WPPR, point 8.3. (www.eppo.int/.../Pest_Risk_Analysis/.../07-13604_PRAreportPOLPF-1doc)
ANONIM (2009) Massachusetts Introduced Pests Outreach Project. Pest alert: Mile-a-minute vine.(http://massnrc.org/pests/linkeddocuments/pestalerts/mileaminutepestalertsept 2009.htm), 
ANONIM  (2013) Plants. http://www.invasivespeciesinfo.gov/plants/mileminute.shtml.
BERNER D. K., CAVIN C. A., ERPER I., TUNALI B. (2012) First Report of Anthracnose of Mile-a-Minute (Persicaria perfoliata) Caused by Colletotrichum cf. gloeosporioides in Turkey. Plant Disease-APS Journals, Volume 96, Number 10, Page: 1578.
BINION D. (2005)  Pest Alert Mile-a-minute weed (Polygonum perfoliatum L.) United States Department of Agriculture, Forest Service, Northeastern Area, State and Private Forestry, 2p. http://www.na.fs.fed.us/spfo / pubs/pest_al/mm/pa_mam.pdf 
BRUNDU G., AKSOY N., BRUNEL S., ELIÁŠ P., FRIED G. (2011) Rapid surveys for inventorying alien plants in the Black Sea region of Turkey, EPPO Bulletin, 41, 208–216.
CUTTING K.C. (2011) An Integrated Approach to The Restoratıon of Areas Invaded by Mile-A-Minute Weed (Persicaria perfoliata) Using Biological Control And Herbaceous Native Seeding. Master Thesis  in Wildlife Ecology, University of of Delaware. https://d2vsp3qmody48p.cloudfront.net/wp-content/uploads/sites/6/2014/07/Kiri_Cutting_ thesis.pdf.
CHANG C., TSAI F., CHOU C. (2008) Natural products from Polygonum perfoliatum and their diverse biological activities. Nat Prod Commun 3:1385–1386 .
COLPETZER K., HOUGH-GOLDSTEİN J., DİNG J., FU W. (2004a) Host specificity of the Asian weevil, Rhinoncomimus latipes Korotyaev (Coleoptera: Curculionidae), a potential biological control agent of mile-a-minute weed, Polygonum perfoliatum L. (Polygonales: Polygonaceae), Biological Control 30, 511–522.
COLPETZER K., HOUGH-GOLDSTEİN J., HARKİNS K., SMİTH M. (2004b) Feeding and oviposition behavior of Rhinoncomimus latipes Korotyaev (Coleoptera: Curculionidae) and its predicted effectiveness as a biological control agent for Polygonum perfoliatum L. (Polygonales: Polygonaceae), Environmental Entomology 33, 990–996.
CUSICK A. W., ORTT M. (1987) Polygonum perfoliatum L. (Polygonaceae): a significant new weed in the Mississippi drainage, SIDA. 12(1), 246-249.
DODSON E.K., and  FIEDLER C. E. (2006) Impacts of restoration treatments on alien plant invasion in Pinus ponderosa forests, Montana, USA. Journal of Applied Ecology 43:887-897
DING J.Q., FU W.D., REARDON R., WU Y., ZHANG G.L. (2004) Exploratory survey in China for potential insect biocontrol agents of mile-a-minute weed, Polygonum perfoliatum L., in Eastern USA, Biological Control 30, 487–495.
GUNER A. (1984) A new record for the flora of Turkey and a new sub species from Anatolia, Candollea 39, 345-348. 
HOUGH-GOLDSTEIN J., LAKE E., REARDON R., WU Y. (2008a) Biology and Biological Control of Mile-a-minute Weed, USDA Forest Service, FHTET-2008-10. 
HOUGH-GOLDSTEIN J., SCHIFF M., LAKE E., BUTTERWORTH B. (2008b) Impact of the biological control agent Rhinoncomimus latipes (Coleoptera: Curculionidae) on mile-a-minute weed, Persicaria perfoliata, in field cages, Biological Control 46, 417–423.
HOUGH-GOLDSTEIN J., MAYER M.A., HUDSON W., ROBBINS G., MORRISON P., REARDON R. (2009) Monitored releases of Rhinoncomimus latipes (Coleoptera: Curculionidae), a biological control agent of mile-a-minute weed (Persicaria perfoliata), 2004– 2008, Biological Control 51, 450–457.
HYATT L.A., ARAKI S. (2006) Comparative population dynamics of an invading species in its native and novel ranges. Biol. Invasions 8:261–275. doi:10.1007/s10530-004-5572-9.
JONES C.G., LAWTON J.H., SHACHAK M. (1997) Positive and negative effects of organisms as physical ecosystem engineers. Ecology 78:1946-1957. 
JOHNSON C.F. (1996) Achene germination requirements, temporal viability and germination when stored under natural conditions, and abundance in the soil seed bank for the exotic invasive mile-a minute (Polygonum perfoliatum L.), University Park, PA: Pennsylvania State University, 112 p. Thesis.
JOHNSON D. E. (1999). Surveying, mapping, and monitoring noxious weeds on rangelands, In: Sheley, Roger L., Petroff, Janet K., eds. Biology and management of noxious rangeland weeds, Corvallis, OR: Oregon State University Press: 19-36.
KUMAR V., DITOMMASO A. (2005) Mile-a-minute (Polygonum perfoliatum L.): an increasingly problematic invasive species, Weed technology 19: 1071-1077. http://www.css.cornell.edu/WeedEco/Published%20WT19-04-1071-1077.pdf
LAKE E.C. (2007) Dispersal, establishment, and impact of the mile-a- minute weevil, Rhinoncomimus latipes Korotyaev (Coleoptera: Curcu- lionidae): a two-year study in Southeastern Pennsylvania, MS Thesis. University of Delaware, Newark.
MCCORMICK L.H., HARTWIG N.L. (1995) Control of the noxious weed mile-a-minute (Polygonum perfoliatum) in reforestation, Northern Journal of Applied Forestry, 12(3): 127-132.
MOUNTAIN W.L. (1989) Mile-a-minute (Polygonum perfoliatum L.) update–Distribution, biology, and control suggestions, Regulatory Hort. 15, 21– 24.
OKAY J. (1997) Polygonum perfoliatum: A Study of Biological and Ecological Features Leading to the Formation of a Management Policy, Ph.D. Dissertation, George Mason University  Fairfax, VA.
OKAY, J. (1999). Mile-a-minute, Polygonum perfoliatum L. Virginia Department of Forestry, Fairfax, VA. PCA Alien Plant Working: Web page: http://www.nps.gov/plants/alien/fact/pope1.htm. 
OLIVER J.D. (1996) Mile-a-minute weed (Polygonum perfoliatum L.), an invasive vine in natural and disturbed sites, Castanea 61(3), 244-251.
OLIVER J.D., COILE N.C. (1994) Polygonum perfoliatum L. (Polygonaceae), the mile-a-minute weed, Botany Circular No. 29, Gainesville, FL: Florida Department of Agriculture & Consumer Services, Division of Plant Industry, 4 p.
ONEN, H., C., OZASLAN, H., GUNAL, N., AKYOL, and  U., CALDIRAN, 2013. Expansion status of two invasive vines: Bur-Cucumber and Mile-a-Minute, in Turkey. 4th ESENIAS Workshop: International Workshop on IAS in Agricultural and Non-Agricultural Areas in ESENIAS Region, 16-17 December 2013 Çanakkale, Turkey.
PRICE D., HOUGH-GOLDSTEIN J., SMITH M. (2003) Biology, rearing, and preliminary evaluation of host range of two potential biological control agents for mile-a- minute weed, Polygonum perfoliatum L., Environmental Entomology 32, 229– 236.
RIEFNER R.E.Jr. (1982) Studies on the Maryland flora VIII: Range extensions of Polygonum perfoliatum L., with notes on introduction and dispersal in North America, Phytologia, 50(2): 152-159, [77519].
SHUPPERT D. A. (2001) Assessment of genetic variation among populations of Polygonum perfoliatum using RAPD markers, Towson, MD: Towson University, Thesis, 43 p.
STONE K.R. (2010) Polygonum perfoliatum, In: Fire Effects Information System, [Online]. U.S. Department of Agriculture, Forest Service, Rocky Mountain Research Station, Fire Sciences Laboratory (Producer).. http://www.fs.fed.us/database/feis/ [2013, April 10]. 
VAN CLEF M. (2001) Early life stage performance of native and non-native congeners of Polygonum celastrus and Parthenocissus: Assessing methods of screening new plant introductions for invasive potential, New Brunswick, NJ: Rutgers The State University of New Jersey, 166 p., Dissertation.
VAN DRIESCHE R.G., CARRUTHERS R.I., CENTER T., HODDLE M.S., HOUGH-GOLDSTEIN J., MORIN L., SMITH L., WAGNER D.L., (2010) Classical biological control for the protection of natural ecosystems. Biol. Control 54: S2 – S33.
WU Y., REARDON R.C., DING J. (2002) Mile-a-minute weed In: Van Driesche, R., Lyon, S., Blossey, B., Hoddle, M., Reardon, R. (Eds.), Biological Control of Invasive Plants in the Eastern United States, USDA Forest Service Publication , FHTET-2002-04, pp. 331–341.
WU S.H.,  HSIEH C.F., CHAW S.M., REJMÁNEK M. (2004) Plant invasions in Taiwan: Insights from  the flora of casual and naturalized alien species, Diversity and Distributions, (Diversity Distrib.) 10, 349–362.
RESİMLER
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.
  

  .

.

POTANSİYEL DAĞILIM HARİTALARI

VİDEOLAR

Google Maps